Abdest Alırken Allah Rasûlü sallallahu aleyhi ve sellemin Allah Katındaki Makamı ile Dua Etmek
Kategoriler
Kaynaklar
Full Description
Abdest Alırken Allah Rasûlü sallallahu aleyhi ve sellemin Allah Katındaki Makamı ile Dua Etmek
الدعاء أثناء الوضوء بجاهِ النبي صلى الله عليه وسلم
[ تركي - Turkish - Türkçe ]
şeyh Muhammed Salih el-Muneccid
الشيخ محمد صالح المنجد
Terceme: IslamQa
koordinasyon: Sitesi Islamhouse
ترجمة: موقع الإسلام سؤال وجواب
تنسيق: موقع IslamHouse.com
2013 - 1434
Abdest Alırken Allah Rasûlü sallallahu aleyhi ve sellemin Allah Katındaki Makamı ile Dua Etmek
Benim yapa geldiğim bir âdetim var ki, bunun iyi mi yoksa kötü mü olduğunu bilmiyorum. Mesela, abdest esnasında ayaklarımı yıkarken, Allah Azze ve Celle'ye, ayaklarımı Sırat'ta sabit kılması için Allah Rasûlü sallallahu aleyhi ve sellemin makamı ile dua ediyorum. Yine namazda da böyle. Mesela, şöyle diyorum: Rabbim! Peygamberin sallallahu aleyhi ve sellemin makamı için beni bağışla, bana merhamet et ve bana müsamaha göster. Böyle bir dua caiz midir değil midir? Bununla beraber şunun bilinmesi gerekir ki, ben bu şekilde dua etmeyi âdet haline getirdim ve inanıyorum ki, Allah Subhânehû ve Teâlâ, Habibi sallallahu aleyhi ve sellem ile tevessül edenin duasını geri çevirmez.
Hamd, yalnızca Allah'adır.
Bir kimsenin Allah'a Sırat Köprüsü üzerinde ayaklarını sabit kılması için Allah Azze ve Celle'ye dua etmesi güzel bir duadır ve bunda bir sakınca yoktur. Allah Azze ve Celle'den hepimizin ayaklarını sabit kılmasını dileriz.
Lâkin iki açıdan bu duaya hata girmiştir.
Birincisi: Abdest alırken ayakların yıkanması esnasında bu duayı âdet haline getirmen.
Sen biliyorsun ki, -soruyu soran kardeşim- abdest ibadettir. Bir Müslüman, bir ibadetin yapılış şeklini ne eksiltebilir ne de fazlalaştırabilir. Bilakis Allah Rasûlü sallallahu aleyhi ve selleme uyup O'nun yaptığı gibi ne fazla ve ne de eksik yerine getirmemiz gerekir.
İbnu Teymiyye -Allah ona rahmet etsin- “Mecmû'ul-Fetâvâ" da (22/510) şöyle der:
“Hiçbir kimse, sünnet olanın dışında dua ve zikir nevinden bir sünnet ortaya çıkaramaz ve bunu beş namazda yapıla gelen ibadetler gibi buna devam edemez. Bilakis bu, Allah Azze ve Celle'nin izin vermediği dinde bidat çıkarmadır." (İbnu Teymiyye'nin sözü burada bitti.)
Allah Rasûlü sallallahu aleyhi ve sellemden abdest sırasında azaları yıkarken herhangi bir dua gelmemiştir. Bu konuda bir hadis gelmiş, ancak bu Allah Rasûlü sallallahu aleyhi ve sellemden geldiği sahih değildir.
Hafız İbnu Salâh -Allah ona rahmet etsin- şöyle dedi:
“Bu konuda sahih bir hadis yoktur." (İbnu Salâh'ın sözü burada bitti.) Bunu Hafız İbnu Hacer “Telhîsul-Habîr" (1/297) adlı kitabında nakletmiştir. İbnuKayyim “Menârul-Munîf" (45) adlı kitabında şöyle demiştir:
“Abdest alırken her uzvun yıkanmasında zikir olduğu hadisi batıldır." (İbnu Kayyim'in sözü burada bitti.)
Nevevi -Allah ona rahmet etsin- abdestte uzuvların yıkanırken dua hakkında şöyle dedi: “Uzuvlar yıkanırken dua etmenin bir aslı yoktur."
[el-Futûhât er-Rabbâniyye: 2/27-29]
Şeyh Muhammed ibnu İbrahim, Fetâvâlar'ında şöyle demiştir:
“Bazı insanlar, abdest esnasında her uzuv yıkanırken özel dua olduğunu söylemişler ve bu konuda bazı hadisler rivayet etmişlerdir. Ancak bunlar asla sahih değildir. Bilakis bu hadisler batıldır." (Şeyh Muhammed ibnu İbrahim'in sözleri burada bitti.)
“Şeyh Abdulaziz ibnu Bâz'ın Dersleri" adlı kitapta (13 nolu ders) şeyh İbnu Bâz şöyle demiştir:
“Bunların hiçbirinin aslı yoktur. Allah Rasûlü sallallahu aleyhi ve sellemden böyle bir şey gelmemiştir. Bu uzuvlar yıkanırken bu tür dualarla dua etmek müstehap değildir. Abdestte sadece şu iki şeyi yapmak müstehaptır:
Birincisi: Abdeste başlarken besmele çekmek (yani Bismillah demek).
İkincisi: Abdest aldıktan sonra kelime-i şehadet getirmek.
Abdestte meşru (dinden) olan budur." (Şeyh İbnu Baz'ın -Allah ona rahmet etsin- sözleri bura bitti.)
“Faziletli amellerde zayıf hadis ile amel edilir" denilmez. Çünkü bu kaide üzerinde ittifak edilen bir kaide değildir. Bu konuda tartışanlar, görüş ayrılığı bildirenler olmuştur. Sonra zayıf hadis ile amelin şartı şiddetli zayıf olmamasıdır. Bu ise, burada kaybedilmiş bir şarttır. İbnu Allân'ın “el-Futûhâtir-Rabbâniyye" (2/29) adlı kitabında bunu tahkik ettiği gibi.
Suyûtî -Allah ona rahmet etsin- bu meselede küçük bir kitapçık yazmış ve: “el-İğdâu 'an Duâil-e'dâi" olarak isimlendirmiştir. Orada, bu meselede gelen hadislerin zayıflığının şiddetini beyan etmiş ve amellerin fazileti bölümünde dahi bunlarla amel edilemeyeceğini söylemiştir.
Bunun için (45730) numaralı sorunun cevabına bakın.
Senin ikinci hatan ise, dua ederken: “Allah Rasûlü sallallahu aleyhi ve sellemin makamı ile" demendir.
Hiç şüphe yok ki, Allah Rasûlü sallallahu aleyhi ve sellemin makamı çok yücedir. Lâkin, Allah Azze ve Celle, dualara icabet etmek için bunu tevessül olarak kılmamıştır.
Allah Rasûlü sallallahu aleyhi ve sellem bizleri böyle bir şeye yönlendirmemiştir. Allah Rasûlü sallallahu aleyhi ve sellem bizlere hayır olup da göstermediği hiçbir yol yoktur. Allah Rasûlü sallallahu aleyhi ve sellem bu şekilde bir tevessülü bizlere göstermemiştir.
Böylelikle böyle bir duanın meşru (dinden) olmadığı bilinmiş oldu.
Bunun açıklaması daha önce (23265) numaralı sorunun cevabında geçti.
Ey kardeşim! Sen, Allah Rasûlü sallallahu aleyhi ve sellemin sünnetine tabi olmaya hırslı ol! Onda herhangi bir noksanlığa ve eksikliğe gitme! Dinde sonradan uydurulan, dine sonradan sokulan bidatlerden uzak dur. Tıpkı Allah Rasûlü sallallahu aleyhi ve sellemin bizleri şu hadisinde vasfettiği gibi:
«فَعَلَيْكُمْ بِسُنَّتِي وَسُنَّةِ الْخُلَفَاءِ الْمَهْدِيِّينَ الرَّاشِدِينَ، تَمَسَّكُوا بِهَا، وَعَضُّوا عَلَيْهَا بِالنَّوَاجِذِ، وَإِيَّاكُمْ وَمُحْدَثَاتِ الْأُمُورِ، فَإِنَّ كُلَّ مُحْدَثَةٍ بِدْعَةٌ، وَكُلَّ بِدْعَةٍ ضَلَالَةٌ»
"Sizin üzerinize düşen benim ve kendilerine hak yol gösterilmiş olan raşid halifelerimin sünnetine uymaktır. Ona sıkıca sarılın. Onda hırslı olun. (Ona azı dişlerinizle sarılın.) Dinde sonradan sokulan illerden de uzak durun. Muhakkak ki dine sonradan katılan her şey bidat, her bidatte sapıklıktır."
(Bunu Ebu Davûd (4607) rivayet etmiştir. Şeyh Albânî -Allah ona rahmet etsin- “Sahihu Ebi Davûd" adlı kitabında “sahih" olduğunu söylemiştir.
Allah en iyi bilendir.