×
Değerli âlim Muhammed Salih el-Muneccid’in cevapladığı sorunun metni şöyledir: " Hac farîzasını yerine getirmesi için fakire zekât vermek câiz midir?".

    Hac farîzasını yerine getirmesi için fakire zekât vermenin hükmü

    ﴿ حكم إعطاء الفقير من الزكاة لأداء الحج ﴾

    ] Türkçe – Turkish – تركي [

    Muhammed Salih el-Muneccid

    Terceme : Muhammed Şahin

    Tetkik : Ali Rıza Şahin

    2010 - 1431

    ﴿ حكم إعطاء الفقير من الزكاة لأداء الحج ﴾

    « باللغة التركية »

    محمد صالح المنجد

    ترجمة: محمد مسلم شاهين

    مراجعة: علي رضا شاهين

    2010 - 1431

    Soru:

    Hac farîzasını yerine getirmesi için fakire zekât vermek câiz midir?

    Cevap:

    Hamd, yalnızca Allah'adır.

    Allah Teâlâ, Kur'an-ı Kerim'de zekât verilmesi gereken yerleri zikrederek şöyle buyurmuştur:

    ﮋ ﮠ ﮡ ﮢ ﮣ ﮤ ﮥ ﮦ ﮧ ﮨ ﮩ ﮪ ﮫ ﮬ ﮭ ﮮ ﮯ ﮰﮱ ﯓ ﯔ ﯕﯖ ﯗ ﯘ ﯙ ﯚ ﮊ [ سورة التوبة الآية: ٦٠ ]

    "Zekâtlar,Allah'tan bir farz olmak üzere, sadece fakirlere, düşkünlere, zekât toplayan memurlara, kalpleri İslam'a ısındırılacak olanlara, (hürriyetlerini satın almaya çalışan) kölelere, borçlulara, Allah yolunda savaşanlara ve yolda kalmış olanlara âittir (verilir). Allah her şeyi hakkıyla bilendir, hikmet sahibidir."[1]

    Âyette geçen ﮬ ﮭ ﮮ "fî sebîlillah"tan kasıt; Allah yolunda cihad olduğu konusunda İslâm âlimleri ittifak etmişlerdir.Fakat cihadın, haccı kapsayıp-kapsamadığı konusunda görüş ayrılığına varmışlardır.

    Âlimlerin çoğunluğu, âyette geçen ﮬ ﮭ ﮮ "fî sebîlillah"ın sadece cihadı kapsadığı, haccı ise kapsamadığı görüşüne varmışlardır.

    İmam Ahmed ise, âyette geçen ﮬ ﮭ ﮮ "fî sebîlillah"ın haccı da kapsadığı görüşüne varmış ve şu hadisi delil göstermiştir:

    Ümmü Me'kal'den -Allah ondan râzı olsun- rivâyet olunduğuna göre, o şöyle demiştir:

    (( يَا رَسُولَ اللهِ! إِنَّ عَلَيَّ حَجَّةً، وَإِنَّ لِأَبِي مَعْقَلٍ بَكْرًا، قَالَ أَبُو مَعْقَلٍ: صَدَقَتْ جَعَلْتُهُ فِي سَبِيلِ اللَّهِ. فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ ع أَعْطِهَا فَلْتَحُجَّ عَلَيْهِ، فَإِنَّهُ فِي سَبِيلِ اللهِ. فَأَعْطَاهَا الْبَكْرَ، فَقَالَتْ يَا رَسُولَ اللهِ! إِنِّي امْرَأَةٌ قَدْ كَبِرْتُ وَسَقِمْتُ، فَهَلْ مِنْ عَمَلٍ يُجْزِئُ عَنِّي مِنْ حَجَّتِي؟ قَالَ: عُمْرَةٌ فِي رَمَضَانَ تُجْزِئُ حَجَّةً.))

    [ رواه أبو داود وصححه الألباني ]

    "Ey Allah'ın elçisi! Ben seninle hac yapmak istiyordum ve Ebu Me'kal'in de genç bir devesi var.

    Ebu Me'kal:

    -Eşim Ümmü Me'kal doğru söyledi.Ben onu (genç deveyi) Allah yolunda kullanılması için hibe ettim, dedi.

    Bunun üzerine Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle buyurdu:

    - Deveyi, Ümmü Me'kal'e ver ki onun üzerinde haccetsin. Çünkü hac, Allah yolunda cihaddır.

    Ardından Ebu Me'kal genç deveyi ona verdi.

    Ümmü Me'kal:

    - Ey Allah'ın elçisi! Ben yaşlıyım ve şimdi hasta bir kadınım (hac yapabilecek miyim bilemiyorum).Seninle yapacağım haccımın yerine geçebilecek başka bir amel var mı? diye sordu.

    Bunun üzerine Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle buyurdu:

    - Ramazan'da yapacağın umre, benimle yapacağın haccın yerine geçer." [2]

    Abdullah b. Ömer'den -Allah ondan ve babasından râzı olsun- sâbit olduğuna göre, o şöyle demiştir:

    "Şüphesiz ki hac, Allah yolunda cihaddır."[3]

    Şeyhulislâm İbn-i Teymiyye -Allah ona rahmet etsin- bu konuda şöyle demiştir:

    "Fakir olduğundan dolayı Haccetu'l-İslâm'ı (farz haccı) yapamayan kimseye zekâttan verilir."[4]

    İlmî Araştırmalar ve Dâimî Fetvâ Komitesinin yayınladığı fetvâlarda şöyle denilmiştir:

    "Hac farîzasını yerine getirmek üzere fakir müslümanlara yol ve hac masraflarını karşılamaları için zekâttan vermek câizdir. Çünkü onlar da âyetteki zekât verilmesi gereken yerlerden olan "fî sebîlillah" sınıfına dâhildirler." [5]

    Allah Teâlâ en iyi bilendir.

    & & & & & &

    [1] Tevbe Sûresi: 60

    [2] Ebu Dâvûd, hadis no: 1988, Elbânî de "hadis sahihtir", demiştir.

    [3] Hâfız İbn-i Hacer şöyle demiştir: Ebu Ubeyd sahih bir senedle rivâyet etmiştir.Bknz: el-Muğnî, cilt: 9, sayfa: 328, Mecmûu'l-Fetâvâ, cilt: 6, sayfa: 212

    [4] İbn-i Teymiyye, 'el-İhtiyârât', sayfa: 105

    [5] İlmî Araştırmalar ve Dâimî Fetvâ Komitesi Fetvâları, cilt: 10, sayfa: 38